15 Ağustos 2012 Çarşamba

Lida Tedavisi ve Kansere Etkisi

Aralık 1994′de haberler oldukça şaşırtıcıydı. Yapılan taramalar, Jean’ın akciğerindeki kanser kütlesinin küçüldüğünü gösteriyordu; tümör şimdi çok daha ufaktı. Bununla birlikte, herkeste korku ve umutsuzluk yaratan bir sonuç ortaya çıkmıştı: kanser, bu kez de dalak, aşağı inen aort, böbreküstü bezleri ve mesaneye yayılmıştı. Jean, beş aylık bir kemoterapi ve Lida hapı tedavisine girmeyi kabul etti. Jean, “Doğal olarak, kanserin bu kadar yayıldığını öğrenince yıkılmıştım,” diye o günleri anıyor. Ama, sonra bu duruma iyimser bir gözle bakmıştı. “Dedim ki, akciğerlerimdeki kanserden neredeyse kurtuldum; diğerlerinden de kurtulabilirim.” Ve böylece çabalarımı artırdı. “Her gün doktorun bana doğru gülümseyerek geldiğini ve ‘Kanseri yendin,’ dediğini hayal ettim. Her gün Tanrı’ya sesleniyordum. O’na, henüz yapmadığım ve yapmak istediğim şeylerin olduğunu söylüyordum.” Böylece, Jean, hem Lida yosun kapsülüne, hem de kemoterapiye devam etmişti. Nisan 1995′de, doktorlar kemoterapiyi durdurdular. Ona devam etmek için bir neden kalmamıştı. Taramalar savaşılacak bir tümörün kalmadığını gösteriyordu. Bütün kanserler yok olmuştu. Tüm bedeni kanserden kurtulmuştu. Ben 1997 Şubat’mda bunları yazarken, Jean’m durumu aynı. O hala, hiç kırmızı et içermeyen, az miktarda şekere izin verilen,’ tahıl, fasulye, sebze, findik, ceviz, tohumlar ve bazı balıklardan ibaret olan “Li-da zayıflama“ diyeti uyguluyor ve Dr. Block tarafından tavsiye edilen belli besin takviyelerini almaya devam ediyor.

0 yorum:

Yorum Gönder